Cumhuriyetin kadın ressamları sanatseverlerle buluşuyor

İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin (İGÜ) düzenlediği “Kadın Ressamlarımız-1” sergisi kapsamında Semiha Berksoy, Mihri Müşfik, Şükriye Dikmen, Neşe Erdok, Eren Eyüboğlu, Fahrelnissa Zeid, Güzin Duran ve Hale Asaf’a eserlerinde yer verdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşayan, zorluklara rağmen başarılara imza atan ressam Türk kadınlarının yer aldığı sergi 8 Mart’ta sanatseverlerle buluşuyor. 

“İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN BAŞARILARA İMZA ATTILAR” 

Ulusal ve uluslararası birçok kişisel ve karma sergiye ve müze koleksiyonlarına eserleriyle katılan; toplumsal konuları tema edinerek figüratif çalışmalar yapan Ressam Öğr. Gör. Murat Karaova, “Kadın Ressamlarımız-1 serisi Türk sanat tarihinde ciddi yeri ve emeği olan, Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşamış önemli kadın sanatçılarımızdan bir kısmını kapsıyor. Öncü ve kıymetli kadın sanatçılarımızın imkânsızlıklara rağmen başarılara imza atmış olmaları onları daha da kıymetli yapıyor. Serginin de bu sanatçılarımızın günümüzde de varlığını sürdürmesi adına önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. 

SERGİDE YER ALAN SANATÇILAR 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ziyaretçilerle buluşacak olan bu anlamlı sergide Karaova, eserlerinde 8 kadın sanatçıya yer verdi.

Karaova’nın eserlerinde yer verdiği; Cumhuriyet döneminden günümüze kadar resim sanatına iz bırakmış, adından söz ettirmiş kadın ressamlar ise şöyle oldu: 

“Semiha Berksoy: İlklerin kadını olarak anılan Berksoy; ilk Türk opera sanatçısı, bir primadonna, Avrupa’da opera sahnesine çıkan ilk Türk soprano ve ressamdır.  

Mihri Müşfik: İlk kadın ressamlarımızdandır. 1900’lü yılların başında İstanbul’dan ayrılıp Roma’ya ve daha sonra Paris’e giderek eğitimini sürdüren Müşfik; bir portre sanatçısı olarak Atatürk, F. D. Roosevelt, Edison, Edwin Markham, D’anunzio gibi isimlerin resmini yapmıştır. 

Şükriye Dikmen: 1953 yılında, Paris’teki Ecole du Louvre‘un sanat tarihi bölümünden mezun olmadan önce 3 yıl Fernand Léger‘le ve 2 yıl Sergier ve Roger Chastel ile birlikte çalışmalar yapan Dikmen, 1953 yılında ilk kişisel sergisini, bir sonraki yıl ise Türkiye’deki ilk kişisel sergisini ziyaretçilere açtı. 

Neşe Erdok: Ressam, akademisyen, güzel sanatlar profesörü unvanlarıyla anılan Erdok; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Devlet Resim Heykel Müzesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Norton Simon Müzesi’nin de bulunduğu, yurt içi ve yurt dışında çeşitli müze ve özel koleksiyonlarda resimleri yer aldı. Erdok, 100’ü aşkın karma sergiye eserleriyle katıldı. 

Eren Eyüboğlu: Paris’te Andre Lhote atölyesinde resim eğitimini geliştirdi. İlk sergisini 1933 yılında Paris’te açtı. 1957’de Edinburg Festivalinde, 1958’de Hamburg Türk Kadın Ressamlar Sergisinde yapıtlarıyla yer aldı. İlk kişisel sergisini 1941’de İstanbul’da açtı. Resim sanatının yanında seramik ile de ilgilendi. Resim ve Heykel Müzesinde, Milli Kütüphane koleksiyonunda, birçok resmi ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. 

Fahrelnissa Zeid: Fahrünnisa, dünyanın her köşesinde eserlerini sergileyen bir sanatkârdır. İstanbul’da değişik tarihlerde sergileri oldu. 1944, 1946’da eserlerinin sergilendiği iki sergiden sonra 1964’te güzel sanatlar akademisinde bir sergisi, aynı yıl Ankara’da Hitit Müzesi’ndeki sergisi büyük ilgi topladı. Dünyanın sayılı müzelerinde imzasını taşıyan tablolar bulunmaktadır. Fahrünnisa Zeyd, eserlerinde resmin her dalından ve tüm akımlarından etkilenmiş, sanatına kazandırdığı birikimlerle kendine özgü eserler vermiştir. 

Güzin Duran: Eserlerinde hat sanatı ve İstanbul kültlerinin koruyucusu olan Duran; genelde manzara ve natürmortlara ağırlık verirken portre ve nü çalışmaları da yaptı. Ayrıca hat sanatı ve süslemeler üzerine de çalışarak bir porselen koleksiyonu da yarattı. Duran’ın, Topkapı Müzesi Resim Koleksiyonu'nda iki yüzü aşkın sulu boya resmi bulunmaktadır. 

Hale Asaf: Türk ilk kadın ressamlarımızdandır. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim dersleri alan Asaf, Akademi’yi bitirince Paris’e gidip (1927), Matisse, Raoul Dufy gibi ressamların çalışmalarından yararlandı. Türkiye’ye döndüğünde Bursa’da resim öğretmenliği yaptı ve 1929’da Ankara Etnografya Müzesi’nde ilk sergisini düzenledi.”

İyileştiren kimyasal bileşiğe adı verilen Keanu Reeves: Benim için epey havalı ve gerçeküstü Haberi Görüntüle