Manisa’da 1500 yıllık ‘fantastik’ ev keşfedildi
Arkeologlar, Manisa’daki Sardes Antik Kenti’nde 1500 yıllık ev keşfetti. “Fantastik” diye tarif edilen evin hayal ürünü duvar resimleriyle süslendiği belirtildi.
Görsel: Temsili
Evin zeminine yerleştirilmiş pişmiş topraktan yapılan karoların üzerinde köpek yavrusuna ait izler ve tavuk ya da ördek olduğu düşünülen çizimler tespit edildi. Evde bulunan kılıçlarsa, bölgede yaşayanların savaşlara katılıp katılmadığına dair akıllarda soru işareti yarattı.
Independent Türkçe'nin aktardığına göre, kazıları Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden Profesör Nicholas Cahill'in liderliğindeki Sart Amerikan Hafriyat Heyeti yapıyor. Keşif hakkında Amerika Arkeoloji Enstitüsü ve Klasik Çalışmalar Topluluğu'nun 6 Ocak'taki ortak etkinliğinde konuşma yapan, eski Harvard Sanat Müzeleri görevlisi Frances Gallart Marques, evdeki karoların köpek yavrularının ayak izini koruduğunu, bir keçiye ait toynak izinin bile bulunduğunu söyledi.
Hayvanların muhtemelen karolar ateşe atılmadan önce üzerinde yürüdüğü düşünülürken Marques, tavuk olduğu sanılan çizimlerin parmakla yapıldığını ekledi.
Ekip üyelerinden, ABD'deki St. Thomas Üniversitesi'nde sanat tarihi alanında çalışan akademisyen Vanessa Rousseau, duvar resimlerinin alçıdan yapılma perdeler ve çok renkli mermerlerin üzerinde bulunduğunu belirtti.
Live Science'ın haberine göre, arkeologlar, pencereden gelen ışığın, tavuk çizimlerinin ve duvar resimlerinin birleşiminin evi "fantastik" yapabileceğini düşünüyor.
Evde yaşayanlar askeri veya sivil yönetici olabilir
Bununla birlikte, evde 5 uzun kılıç bulundu. Spatha diye bilinen yaklaşık 50 santimetre uzunluğundaki bu kılıçlar, Antik Romalılar tarafından kullanılıyordu. Arkeologlar, Sardes'te yapılan kazı çalışmalarında şimdiye kadar başka tiplerde üç kılıç bulunduğunu belirtip Spatha'larin dikkat çekici olduğunu söyledi.
Evde ordu mensuplarının kullandığına benzer tasarımlara sahip kemer tokası ve resmi belgeleri damgalamada kullanılabilecek kurşun mühür de bulundu. Evin bölgedeki konumunu ve bu keşifleri göz önüne alan arkeologlar, içinde yaşayanların şehrin askeri veya sivil yöneticileri olabileceğini söyledi.
