Bu festival bebekleri bile tiyatroya davet ediyor!

Bu festival bebekleri bile tiyatroya davet ediyor!

Türkiye’deki çocukların da Avrupa’daki yaşıtları gibi kaliteli oyunlar izleme hakkı var” düşüncesiyle üç sene önce yola koyulan Atta Festival, çocukları (ve hatta bebekleri) İspanya’dan Danimarka’ya farklı ülkelerden nitelikli oyunlarla buluşturuyor. Türkiye’de türünün tek örneği olan Bebekler ve Çocuklar için Uluslararası Sanat Festivali - Atta Festival 10 Aralık’a kadar sürüyor. Festivali kurucusu Hakan Silahsızoğlu’ndan dinledik...

Üç senedir bebekleri ve çocukları tiyatro ve dansın dünyadan özgün örnekleriyle buluşturan Atta Festival bu hafta sonu sahnelenecek son işlerle bir aylık maratonunu tamamlıyor. İki kişilik bir ‘dev’ kadronun, Hakan Silahsızoğlu ile Feyzan Bostancı’nın emeğinin ürünü olan Bebekler ve Çocuklar için Uluslararası Sanat Festivali, ülkede türünün tek örneği olan bir etkinlik. Çocukların kıvrak zekasına, sonsuz hayal güçlerine ve berrak duyularına eşlik edecek nitelikli çocuk oyunlarının sayısı bir elin parmaklarını pek geçmezken Atta Festival sayesinde üç senedir, bir aya yayılan birbirinden etkileyici çocuk oyunları geliyor şehre. Çocuklar derken, yaş skalası da hayli geniş festivalin; 0-3 yaşa odaklanan ‘bebeklere yönelik’ oyunlar bile festival kapsamında sahne alıyor. Her sene farklı ülkelerden gelen oyunlar ve festival boyunca yürütülen atölyeler sayesinde hem çocuklar bir ay boyunca bir senede bulamayacakları kadar çok iyi çocuk oyunuyla buluşuyor hem de tiyatro profesyoneli ve/veya meraklısı olan yetişkinler, eğitimciler dünyada bu alanda ne olup bittiğini takip etme şansını bulmuş oluyor. 14 Kasım’da başlayan ve 10 Aralık’a dek sürecek olan festival bu sene bu sene İspanya, Fransa, Danimarka, İsveç, Ukrayna, Hollanda ve Türkiye’den oyunlara ve atölyelere yer veriyor. Etkinlikler bu sene İstanbul’un yanı sıra Ankara’da da gerçekleşti.


‘MACERA’ BU HAFTA SONU DA DEVAM EDİYOR
Tiyatro eleştirmeni ve kendi deyişiyle ‘tiratro’ için çok heyecanlanan bir dört yaş çocuğunun annesi olarak Atta Festival ekibinin çabasını ve ortaya koydukları ürünü son derece kıymetli buluyorum. Bu sene festival kapsamında Hollanda-Türkiye (Atta Festival) ortak prodüksiyonu olarak sahnelenen –ve gördüğüm ilk ‘minyatür tiyatro’ örneği olan ‘Tavşan Aranıyor’ ile İspanya’dan konuk olan ‘MiraMiró’yu görme şansını buldum.
‘Tavşan Aranıyor’, eğimli şehir maketinin üstünde ve etrafında, Türkiyeli üç oyuncu tarafından icra edilen, oyunu birlikte izlediğimiz çocukları kıkır kıkır güldüren, izlemesi hayli eğlenceli bir işti. Minyatür şehri ‘ele geçiren’ bir tavşan ve onun peşindeki üç polisin birbirinden ‘şapşal’ halleriyle çıktığımız hikâyenin sonunda bizi şık bir ekolojik vurgu bekliyordu...
(Üç yaş ve üzeri için uygun olan ‘Tavşan Aranıyor’ bu cumartesi saat 12:00 ve 13:30’da MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi’nde görülebilir.)


Mira Miró

‘Mira Miró’da ise –her ne kadar özellikle küçük yaş grubundaki çocuklara biraz soyut geldiyse de- yumuşacık dans performansları eşliğinde bir efsanenin, Joan Miro’nun çizim ve resimlerinin insan bedeniyle nasıl canlanabileceğine tanıklık ettik. Video-animasyon görüntüleri, müzik ve dansçıların bedenleriyle çizdiği kıvrımlar ve kondurdukları noktalarla Miro’nun insanın içine neşeli bir tat bırakan eşsiz çizimleri gözümüzün önünde belirdi. İddiası kendi akışkanlığında olan, yaratıcı bir akıl devreye girdiğinde plastik sanatlarla sahne sanatlarının birbiriyle nasıl hemhal olabileceğini usulca ispatlayan bir işti. Miro’nun sık kullandığı canlı renkler de dansçıların sade kostüm tasarımlarında kendine yer bulmuştu.

Festival üçüncü maratonunu bitirmek üzere; oyunlar ve atölyeler cumartesi ve pazar günleri devam ediyor. Ekip daha sonra festivalin seneye gerçekleşecek dördüncü macerası için kolları sıvayacak. Atta Festival’le ilgili merak ettiklerimi kurucusu Hakan Silahsızoğlu’na sordum...


Atta Festival ekibi.

Atta Festival, Türkiye’de türünün şimdilik tek örneği. Siz üç sene önce nasıl bir motivasyonla giriştiniz bu işe? ‘Çocuk’ denince çoğu zaman basit ve küçük işlerin yeterli olduğu sanılıyor. Oysa dünyada bu bakış açısı aşılmaya başlandı. Biz de son 10 yıldır dünyanın birçok yerinde ve özellikle Avrupa’da çocuklar için yapılan etkinlikleri izleyerek buna tanıklık ettik. Birçok ülkede çocuğa farklı yaklaşan, çocuğu birey olarak ciddiye alıp kaliteli işler üreten ekipler ve festivaller var. Bunlar özel kurumların veya devlet kurumlarının desteğiyle gerçekleşiyor.
Türkiye’deki çocukların da Londra’da, New York’ta, Berlin’de, Paris’teki çocuklar gibi ciddiye alınmaya ve kaliteli işleri izlemeye hakları var. Bu bakış açısıyla Atta Festival’i başlattık. Atta; sadece bir tiyatro festivali değil, birçok disiplini barındıran çok yönlü, uluslararası bir sanat festivali. Bu yönüyle de Türkiye’de bir ilk.
Festivalin ilk yılı ne yazık ki ülkemizde terör olaylarının arttığı, darbe girişiminin olduğu döneme denk geldi. Okullar kapalı alanlara öğrenci getirmeme kararı almıştı, telefonlara güvenlik mesajlarının geldiği bir dönemdi. Üstelik sponsorumuz da yoktu. Herkes festivali iptal etmemiz gerektiğini söylüyordu. Öte yandan çalışmalarımıza bir yıl öncesinden başladığımız için, kasım ayındaki festivalin programı aylar öncesinden hazırdı. Eğer o dönem vazgeçseydik, festival bugün hiç yapılmamış olacaktı. İnandığımız şey; tek bir çocuğa, bir aileye bile dokunmanın değerli olmasıydı.

Festival için dünyadan ve Türkiye’den oyun seçerken hangi kriterleri göz önüne alıyorsunuz?
Dünyadaki etkinlikleri takip edebilmek için her yıl ortalama 10 farklı ülkeye giderek festivalleri yerinde izliyoruz. Buna Avrupa’daki ülkelerin yanı sıra ABD, Kore, Avustralya, Kanada, İran gibi ülkeler de dahil. Seçtiğimiz etkinliklerin hepsi, çocuğu ciddiye alan profesyonel ekipler tarafından sahneleniyor. Ayrıca dikkat ettiğimiz bir nokta da çocukların aileleri ile birlikte keyifle izleyerek kaliteli zaman geçirebilmeleri. Nitelikli performanslar olduğunda yetişkinler de sıkılmıyor. Uluslararası ekiplerin performans seçimlerinde genelde sözsüz veya dil bilmeyi gerektirmeyecek etkinlikleri programa alıyoruz. Teknik ve ekonomik şartlar da bir o kadar önemli.
Etkinliklerin bir kısmı ve atölyeler kapasiteleri gereği az sayıda seyirciye oynanıyor. Bunun yanı sıra büyük salonlara uygun gösteriler de mevcut. Bazı gösteriler ise sponsorla gerçekleştirmek istediğimiz bugüne kadar Türkiye’de yapılmayan çok büyük kapasiteli işler. Ayrıca engelli seyircilere de hitap eden işlere önem veriyoruz.

Festivale bebekler için de oyun ve performans getiriyorsunuz. Bebekler için tiyatro dünyada yaygınlaşmış bir konsept mi? Şimdiye kadar bizde nasıl karşılandı seyirci tarafından?
Dünyada bebeklere yönelik performanslar her ne kadar sayıları az da olsa popüler olmaya başladı. Biz de Türkiye’deki bebekli ailelere nitelikli işler sunmak adına festivalin ikinci yılında yaş grubunu 0-36 aylık bebeklere kadar indirdik ve ülkemizde bunun diğer ülkelere göre çok daha çabuk sahiplenildiğini gördük. Atta ‘çocuklar ve gençler için’ bir sanat festival olarak başladı ve artık bebeklerin de dahil olduğu bir festivale dönüştü. Ancak gençleri de unutmuyoruz. Onlar için ve onlarla da çalışmalarımız devam ediyor.

Bu sene ‘Tavşan Aranıyor’ isimli oyun, Atta Festival ile Hollandalı yönetmen yönetmeni René Geerlings’in ortak prodüksiyonu olarak karşımıza çıktı. Bu ortaklık nasıl oluştu?
Hollanda’nın en başarılı çocuk tiyatrolarından BonteHond’un ‘iPet’ adlı gösterisini geçen yıl festivalde ağırladık. Ekibin yönetmeni René Geerlings’in ‘Tavşan Aranıyor’ adlı başka bir çocuk oyunu bugüne kadar Avrupa’da birçok ülkede prestijli festivallerde yer almıştı. Oyunu Atta ve BonteHond ortak prodüksiyonu olarak Hollanda dışında ilk kez sahnelemek üzere görüşmelerde bulunduk. Hollanda Krallığı ve Büyükelçiliği’nin yürüttüğü çocuk kültür programı ‘Genç Kültür’ün değerli katkılarıyla oyunun prodüksiyonunu gerçekleştirdik. ‘Tavşan Aranıyor’ 2018-2019 sezonunda başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de birçok ilde sahneleniyor olacak. Oyun halihazırda İstanbul dışında altı ilde sahneleniyor, bir yandan da yurtdışında sahnelenmesi için görüşmeler yürütüyoruz.

Festivali kimler olarak düzenliyorsunuz, kaç kişisiniz?
Festivalin kurucusu ve direktörü olarak ben (Hakan Silahsızoğlu) ve ilk yıldan itibaren koordinatörlüğünü yürüten Feyzan Bostancı... Koskoca bir festivali iki kişinin nasıl gerçekleştirdiğini merak edenler oldu. İki kişi ile kurduğumuz ekibimiz her sene büyüyor. Bizimle aynı vizyona sahip olan bir ekiple yolumuza devam ediyoruz.


'Tavşan Aranıyor'

PROGRAM

Tavşan Aranıyor / Türkiye-Hollanda
3 yaş ve üzeri
Oyunda 3 polis dedektifi hapisten kaçan yaramaz bir tavşanı arıyor. Tavşanı bulmak için dedektifler yola çıkar ve minyatür şehrin her köşesini didik didik ararlar. Şehirde her şeyin yavaş yavaş tavşana dönüştüğü bu oyun hem çok hareketli hem de çok eğlenceli.
8 Aralık Cumartesi, 12:00 ve 13:30 MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi.

Sky / Danimarka
18-36 Ay
Bebekler ve ebeveynleri için dans gösterisi Sky, duyulara hitap eden şen şakrak bir performans.
8 Aralık Cumartesi, 11:00 ve 12:30 MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi
9 Aralık Pazar, 11:00 ve 12:30 MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi

Yeni Dünya: Bir Uzay Macerası
6 yaş ve üzeri
Uzay hakkında bir hikâye olan oyunda iki ayağının üstüne kalkıp ilk kez yıldızlara bakan atalarımızdan, füzeler inşa edebilen günümüz insanına kadar devam eden, seyircileri başka gezegenler keşfetmeye götüren büyük merakın hikayesi sahneleniyor.
09 Aralık Pazar, 13:00 ve 15:00, Halis Kurtça Çocuk Kültür Merkezi

kuralSIZ Atölyesi
Atölyede, çocuklar şehirde uymak zorunda oldukları kuralları yaratıcı ve eğlenceli bir sanatsal çalışmayla öğrenirken, dans edecek, şarkı söyleyecek ve kuralları aşan bir kahramanla tanışacaklar.
8 Aralık Cumartesi, 14:30 MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi


Yetişkinler için Yaratıcı Çocuk Hareketleri Atölyesi
Atölye yetişkinleri çocukluklarındaki gibi kendini yargılamadan, özgürce dans etmeye davet ediyor. 
9 Aralık Pazar, 13:30 MSGSÜ Şebnem Selışık Aksan Sahnesi

Ayrıntılı bilgi ve biletler için www.attafestival.com, tiyatrolar.com.tr/attafestival.

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber Kübra Çelebi tarafından son kontrolden geçirilerek yayına alınmıştır.