Disleksiyi yendi, 13 yaşında roman yazarı oldu

Disleksiyi yendi, 13 yaşında roman yazarı oldu

Henüz 7 yaşında konulan bir tür öğrenme bozukluğu olan disleksi rahatsızlığını bol bol kitap okuyarak yenen Elif Duru Koçal, 13 yaşına geldiğinde "Bir Bellek Hatası" ismini verdiği polisiye-fantastik türünde roman yazdı. Koçal, "Uzmanın verdiği pratiklerle ve okumanın etkisiyle problemim yavaş yavaş düzelmeye başladı. Sonrasında yazmaya ilgi duymaya başladım" dedi.

Kendisine 7 yaşındayken bir tür öğrenme bozukluğu olan disleksi tanısı konulan ve bu rahatsızlığını bol bol kitap okuyarak yenen Elif Duru Koçal, 13 yaşında polisiye-fantastik türünde roman yazdı.

İstanbul'da 2007 yılında doğan Elif Duru Koçal'ın, ilkokula başladığı dönemde okuma-yazma konusunda geri kaldığı gözlemlendi. Okul yetkililerinin durumu ailesine bildirmesiyle uzman doktorlara götürülen Koçal'a, yapılan bazı testlerle orta düzey disleksi tanısı konuldu.

Bunun ardından Koçal'ın bu rahatsızlığı aşması için bol bol kitap okuması tavsiye edildi. Geçen 7 yıllık süreçte bu tavsiyeye uyarak sürekli kitap okuyan Koçal, rahatsızlığını yenmeyi başardı.

Kitaplarla da arkadaşlığı bu süreçte iyice güçlenen Koçal, 10 yaşına geldiğinde internet üzerinde bir blok sayfası açarak yazdığı kısa hikayeleri paylaşmaya başladı. Hikaye yazmayı çok sevdiğini anlayan Koçal, 13 yaşına geldiğinde ise "Bir Bellek Hatası" ismini verdiği polisiye-fantastik türünde romanını yazdı.

Kitap yazma serüvenini anlatan Koçal, küçükken okuduğu yazarların kendisine örnek olduğunu, yazarları imza günlerinde görmenin çok hoşuna gittiğini, böylece kendisinin de kitap yazabileceğini düşündüğünü aktardı.

"YAZMAYA İLGİ DUYMAYA BAŞLADIM"

Koçal, henüz ilkokula başladığı dönemde tanısı konulan rahatsızlığı tam anlamadığını belirterek,"Bana yardım etmesi için bir uzmana gittiğimizde, fazlaca kitap okumam gerektiğini söyledi ve bana bazı yazarları önerdi. Ben onları okumaya başladım. Uzmanın verdiği pratiklerle ve okumanın etkisiyle bu problemim yavaş yavaş geçmeye başladı ve okuma sorunumu yenmemi sağladı. Şu an öyle bir zorluğum yok. Sonrasında yazmaya ilgi duymaya başladım. Rahatsızlığımı yenmem için okuduğum kitaplar giderek arttı ve kitap okumak artık benim için bir zevk olmaya başladı. Böyle olunca da yazmamak imkansız oldu" diye konuştu.

Yazdığı romanı, basılmasının ardından okuldaki arkadaşlarına götürdüğünü anlatan Koçal, arkadaşlarından gördüğü ilgiyi şu sözlerle dile getirdi:

"Benim kitabım tam okulum biteceği zaman yayımlandı. Kitabı yazdığım süreçte de arkadaşlarımın bundan haberi vardı zaten. Ama yine de okula götürdüğümde beklemediğim bir ilgi gördüm. Herkes çok sevindi ve benden kitabımı istedi. Yazmayı ve okumayı sevdiğim için insanların bana bakış açısı hiç değişmedi. Yeni okula gittiğimde oradaki arkadaşlarım da çok heyecanlandı. İnsanlara kitap yazdığımı söylediğimde çok heyecanlanıyorlar."

Elif Duru Koçal, kendisi gibi okuma-yazma zorluğu çeken çocuklara da tavsiyelerde bulunarak, bu hastalığın asla geçmeyecek şekilde düşünülmemesi gerektiğini, yenmek için yöntemler bulunduğunu, yeterli destek alındığında bu sürecin çok kolay olduğunu dile getirdi.

Yazmayı düşündüğü yeni kitaplarının olduğunu aktaran Koçal, 2 hikaye üzerinde çalıştığını, bunlardan birinin yine polisiye-fantastik türünde, diğerinin ise insanların hayat hikayelerinden oluşacağını belirtti.

"DURU ARKADAŞLARINA GÖRE ÇOK DAHA FAZLA ÇALIŞTI"

Elif Duru Koçal'ın annesi Yeşim Koçal da kızının okul öncesi dönemde ayakkabı bağcıklarını, saç tokasını bağlayamadığını, düğmelerini ilikleyemediğini fark ettiklerini ama bunun üzerine çok düşmediklerini, ilkokula başladığı dönemde ise kızının yaşıtlarından geri kaldığını gözlemlediklerini söyledi.

Anne Koçal, şöyle devam etti:

"Duru okuyamıyordu ve yazamıyordu. Bazı harflerle sayıları ters yazıyor, bazı kelimeleri tersten okuyordu. Bir problem olduğunu okul bize iletti. Biz bunun ne olduğunu çok algılayamazken, bir aile dostumuz disleksi diye bir problem olabilir deyince, bizim disleksiyle tanışmamız böyle başladı. Önce bir uzmandan yardım aldık. O, Duru'ya bazı testler yaptı. Orta düzey disleksi olduğunu, yardım aldığında kısa sürede bunu aşabileceğini söyledi. 1 sene kadar beraber çalışmalar yaptılar. Duru yaşıtlarına göre biraz daha fazla çalışmak, yazmak ve okumak zorundaydı. Duru ikinci sınıfa geldiğinde yavaş yavaş okumaya ve yazmaya başladı. Eğitim koçunun Duru'ya hayatı boyunca çok fazla kitap okuması gerektiğini söylemesiyle Duru'nun da kitaplarla arkadaşlığı başladı."

Kızının diğer çocuklara göre çok kitap okuduğunu ve yazdığını belirten anne Yeşim Koçal, "Arkadaşlarına göre ilkokulda çok daha fazla çalıştı, 4. sınıfa geldiğinde artık, pek çok arkadaşı gibi yazıyor ve okuyordu. Akademik anlamda da hiçbir problem yaşamamaya başladı. Bu süreç bizim için böyle ilerledi." diye konuştu.

"YAZILARINI OKUMAYA BAŞLADIĞIMIZDA BİZ DE HEYECANLANDIK"

Anne Koçal, kızının çok okumak zorunda kalınca çok fazla kitap almaya başladıklarını kaydederek, şunları anlattı:

"Kitap ayrımı yapmadık. Biz eğlenceli olsun, onu sıkmasın, yeter ki okusun diye istediği her kitabı aldık. Bu şekilde çok fazla kitap okumaya başladı. bir süre sonra da yazma başladı. Yazılarını okumaya başladığımızda heyecanlandık. Yazdığı şeyler bize farklı gelmeye başladı. Çevremizde yayınevlerinde editör arkadaşlarımıza gösterdik. onlar da farklı bir yazım şekli olduğunu söyledi. Sonra Duru kendisine bir blok sayfası açtı ve orada yazmaya başladı. Bu durum aile olarak bizi de çok heyecanlandırdı tabii."

Kızı Elif Duru Koçal'ın kitabını tamamlamasının ardından birkaç yayıneviyle görüştüklerini ve kitabın çok beğenilmesi üzerine basımının yapıldığını, bu durumun kendilerini de çok mutlu ettiğini kaydeden Koçal sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu tip sorunlar yaşayan çocuklarımız da olabilir, veliler de olabilir. Bunun sadece kısa bir süreç olduğunu bilmelerini, bu çocuklara ufak bir destekle neler yapabileceklerini görmelerini isterim. Asla umutsuzluğa düşülecek bir süreç değil."

Bu haber Nurseli Işık tarafından son kontrolden geçirilerek yayına alınmıştır.