Arılar bana oğlumu hediye etti

Arılar bana oğlumu hediye etti

Aslı Elif Tanuğur Samancı, oğlunu iyileştirmek için çıktığı yolda Türkiye’yi yerli propolis, arı sütü ve arı ekmeğiyle tanıştırdı.

Aslı Elif Tanuğur Samancı, oğlunu iyileştirmek için çıktığı yolda Türkiye’yi yerli propolis, arı sütü ve arı ekmeğiyle tanıştırdı. Şu anda 15 ülkeye ihracat yapıyor. 5 bin sözleşmeli arıcı ile çalışıyor.

Tüm hikaye Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın oğlunun hastalığıyla mücadelesi döneminde başlıyor. Oğlu 11 aylıkken ateşlenmeye başlıyor sonra yoğun ilaç antibiyotik tedavileri.. lösemi dahil birçok hastalıktan şüpheleniyor doktorlar. “Doktor bana çocuğun bağışıklığının güçlendirilmesi lazım dedi. Yıl 2010 gıda mühendisiyim zaten bağışıklığını güçlendirmek için elimden geleni yapıyordum. Doktor bana sen çocuğa hiç propolis, arı sütü verdin mi dedi. Hayır, piyasadakilere güvenmiyorum dedim. Niye kendiniz üretmiyorsunuz dedi. Doktorun bu sorusu üzerine bende bir ışık başladı” diyor Tanuğur Samancı. İşte BEE’O Propolis’in temelleri bu hikaye üzerine kuruluyor. BEE’O Propolis’in kurucusu ve Genel Müdürü Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın şimdiye kadar hayatına 37 ödül sığdırdığı hikayesine kulak verelim.

BEE’O Propolis’i kurmaya nasıl karar verdiniz?

1996’da İTÜ Gıda mühendisliği bölümü bitirdim. 17 yıl profesyonel iş hayatım oldu. Bunun 13.5 yılı arıcılık ve arı ürünleri üzerineydi. Ar-Ge ve kalite bölümlerinde çalıştım. O dönemde Türkiye’de sadece bal üretiliyordu. Prorolis, arı sütü, polen, arı ekmeği gibi katma değerli ürünlerin üretimi yok denecek kadar azdı. Bu ürünler daha çok Çin’den geliyordu. Yüksek lisansımı da bal üzerine yapmıştım. Profesyonel iş hayatım varken ilk oğlumda bir sağlık problemiyle karşılaştım. 11 aylıktan itibaren her ay düzenli olarak 40 derece ateşleniyor. Bu 5 yaşına kadar sürdü. Annem babam da doktor. Annem çocuk doktoru. Bir türlü altta yatan problem bulunamadı. Sürekli antibiyotik kullanıyoruz. 5 yaşında da kanın damar dışına sızması gibi bir hastalık baş gösterdi. Doktor tek çözümü çocuğun bağışıklığının güçlenmesi dendi. Yıl 2010 zaten bağışıklığını güçlendirmek için elimden geleni yapıyordum. Doktor bana sen çocuğa hiç propolis arı sütü verdin mi dedi. Hayır, piyasadakilere güvenmiyorum dedim. Niye kendiniz üretmiyorsunuz dedi. Doktorun bu sorusu bizde bir ışık başlattı. Eşim Ziraat Yüksek Mühendisi arıcıları aramaya başladı. Ben o dönemde Ar-Ge direktörüydüm, o da bir şirkette projeler koordinatörüydü. Türkiye’de hiçbir arıcı propolisi bilmiyor, çoğu çöpe atıyor. Sonra bir arıcıya dedik ki bize üret. Ham propolis taş gibi sert bir madde. Özütleme işlemiyle damla haline getirmek gerekiyor.

O dönemde kendi çocuğum için laboratuvarda araştırıp kendim özütleyip damla haline getirdim ve oğluma her gün verdim. Oğlumun bağışıklığı güçlendi. Dedim ki madem dünyada böyle bir mucize var. Biz dünyanın 2. büyük arıcılık ülkesiyiz. 8.2 milyon arı kovanımız var. 82 bin profesyonel arıcı var. O zaman neden propolis, arı sütü, ham bal gibi ürünler Türkiye’de üretilmiyor dedik.

3 YIL YALVARDIM ÜRETELİM DİYE

Sonra profesyonel iş hayatını bırakıp kendi işinizi kurdunuz yani?

Önce çalıştığım firmaya 3 yıl yalvardım propolis üretelim diye, ama kabul ettiremedim. Arıcılar alım garantisi istedi. Baktım ki kimse yapmayacak. Eşimle birlikte profesyonel iş hayatından ayrılmaya karar verdim. Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte 2013’te KOSGEB destekli Ar-Ge projesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te kurduk. İlk aşamada 10 arıcıyla başladık. Tabi ilk 3 yıl zorlu bir yolculuktu.

Ne tür zorluklar?

İlk 3 yıl para kazanamadık. Kadın girişimcilik kredilerine başvurduk. O dönemde bazı firmalara Ar-Ge danışmanlığı veriyordum oradan gelen parayla ayakta kaldık. Ürünlerimizi ilk aşamada internette sattık. İTÜ’nün start-up Gate programına katıldık. Girişimcilerin uluslararası pazarlara açılımını sağlayan bir program. 1.5 ay ABD’ye gittik. Slikon Vadisine gittik eğitim aldık. Şunu gördük hızlı büyümemiz ve uluslararası pazara açılmamız için bizim yatırım almamız gerekiyor. 2015’in sonunda DCF’den ilk yatırımımız aldık. Bu yatırım sayesinde Türkiye’nin en büyük propolis özütleme tesisini kurduk. Firmamızın yüzde 38’i bu fona ait. Şu an 15 ülkeye ihracat yapıyoruz. 200’e yakın çalışanımız var. Arıcı sayımız 5 bin. 500 bin kovanımız var. Türkiye’nin en büyük propolis arı sütü, ham bal üreticisiyiz. 60’a yakın ürünümüz var.

Amacımız Anadolu arı ürünlerini dünyaya tanıtmak ve arıcılığın önemini dünyaya anlatmak. Arının doğaya katkısı konusunda farkındalık yaratalım istedik. Çünkü bu arılar bana oğlumu hediye etti. Ben bunu bir borç biliyorum. Oğlum şu an 16 yaşında. Belki de hayatımdaki o travma olmasaydı ben ürünü Türkiye’de üretme ve dünya markası yapma işine kendimi adamayacaktım.

Türkiye propolis, arı sütü, ham balı ne kadar biliyor?

Biz bu alandaki farkındalığı arttırmak için çok çabaladık. Türkiye’de sıfırdan bir pazar yarattık. Türkiye ikinci büyük arıcılık ülkesi ama bal dışında bir ürün bilmiyordu. Ne zamanki biz bu işe başladık başka firmalar da bu alana yatırıma başladı. Ben ürünü ilk anlattığımda tadı acı bir şeyi nasıl satacaksın diyorlardı.

Oğlunuz bu alanda çalışmak istiyor mu?

Yaz aylarında getiriyorum şirkete çalışıyor. Girişimcilik ruhu var. Ama mimari tarafı daha güçlü. Şehir planlamaya meraklı.

100 KADINI ARICI YAPTIK

200 çalışanınızın ne kadarı kadın?

Yüzde 65’i. Biz kadınları propolis, arı sütü üreticisi yapmak için proje geliştirdik. Hiç arıcılık yapmayan kadınları da çağırdık. İlk Adana’da başladık. 100 kadını arıcı yaptık. Web sitemizi her gün 10 bin kişi ziyaret ediyor. Dedik ki burada kadınlara girişimcilik için bir fırsat yaratabilir miyiz. Kadın Emeğini Destekleme projesiyle düşük gelir seviyesindeki kadınlara; arı temalı küpe mi olur, havlu mu olur, peçete mi, örgü mü ne olursa olsun yapsınlar sitemiz üzerinde satıp bir gelir elde etsinler dedik. 25 kadınla başlattık. Yılda 100 kadına ulaşsak büyük bir farkındalık yaratmış oluruz.

BİRAZ DELİ OLMAK LAZIM

Girişimci olmak isteyen kadınlara neler önerirsiniz?

En önemlisi inanç ve tutku. Tabi ki bilgi lazım. Ürün üretiyorsunuz bunun satış ve pazarlaması çok önemli. Kolay bir yol mu hayır değil. Biraz deli olmadan olmuyor. Girişimciliğin ruhunda var biraz deli cesareti lazım. Pes etmemek gerekiyor.

İstanbul Sözleşmesi feshedildi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadına yönelik şiddet kanayan yara. Bir sözleşmeye bile bağlamamamız lazım, zaten kadına şiddet olmamalı. Geldiğimiz çağda nasıl hâlâ kadınlar sokak ortasında öldürüyor inanamıyorum. Eğitim çok önemli. Cezalar daha da ağırlaştırılmalı.

Bu yolda kimleri örnek alıyorsunuz?

Kadın girişimciliği için örnek aldıklarım var. Emine Kamışlı Sabancı, Emine Erdem, Sanem Oktar, Tülin Yazıcı, Zekiye Yiğitbaşı.

Nasıl bir Türkiye hayaliniz var?

Kadınların el üstünde tutulduğu bir Türkiye hayalim var. Eşitlikçi, özgürlükçü herkesin birbirine saygı duyduğu, kavgaların olmadığı bir Türkiye. Kadınlara yapacağımız yatırım geleceğe yapacağımız yatırımdır. Birlikte ve mutlu bir Türkiye hayalim var.

Bu haber Nurseli Işık tarafından son kontrolden geçirilerek yayına alınmıştır.