Geleceği hatırlatan bir kitap dağı

Geleceği hatırlatan bir kitap dağı

Katalan sanatçı Rocio Bonilla’nın elinden çıkan ‘Dünyanın En Yüksek Kitap Dağı’, yarın sabah hayalindeki dünyaya uyanabilmek için kitaplarla uçabileceğine inanan bir karakterle tanıştırıyor bizi.n

Geleceği hatırlatır çocuk kitapları. “Bir yarın var,” dedirtir. Sanıldığının aksine, gelecek, bir hikâye anlatarak başlar. Yanındakine, karşındakine, omuzuna konana, arkanda durana. Ancak birbirini iyi tanıyan ve aynı geleceği düşleyen toplumlar böyle bizim gibi sessizce oturur, başka hikâyeleri görmezden gelir. Bir hikâye lazım bize, böyle sessizce oturmayalım.
Gelecekten gelen hikâyecilere ihtiyacımız var bir de. Günlük öğrenmeler ve kabullenişlerden uzakta. Edebiyat, insan kavrayışının kılcal damarlarıdır. Öğretmekten ve bilgiden çok uzakta, başka türlü bir erdemin ilham kaynağıdır. Bu yüzden Martı Jonathan’ı çok sevmiştik: “Gözlerinle gördüklerine inanma. Dış görünüştür onlar yalnızca, sınırlıdır… Kavrayışınla bak, öğrendiklerinin bilincine var ve böylece uçmanın yolunu bulacaksın.” Martı gibi düşünebilmek, uçabilmek, özümüzü ve içimizdeki ben’i ifade edebilmeye atılmış en doğru adımdır.
Peki, kitaplarla ya da hikâyelerle uçmanın ne ilgisi var? Gelen yılda hepimizi uçuracak, kitap dağları inşa ettirecek, edebiyat kulelerine tırmandıracak bir kitap var önümüzde. Katalan sanatçı Rocio Bonilla, çok renkli bir kitapla 2017’yi kapatıyor: 'Dünyanın En Yüksek Kitap Dağı'. 
Diliyle, çizgileriyle ve desenleriyle çok renkli bir uçuş bu. Gelin o kitaptaki “martı”yı tanıyalım. Onu sınırlayan her şeye karşı çıkan, gökyüzünde süzülmek isteyen bir çocuk var. Adı Lukas. Hayattaki tek isteği uçmak. Bedeli ne olursa olsun, bunu başarmakta kararlı. Ne yapmak gerek? Kanat mı? Büyük, küçük, kuştüyünden, kâğıttan, kartondan… Bir sürü yol deniyor bu kanatlar için.


Her insanın en birincil ihtiyacı olan bir şeye sahip: Neye inanırsan inan, hayallerine inanan birileri olsun yanı başında! Seni korkutmasın, cesaretini kırmasın, düşlediğine bin pişman etmesin, düştüğünde yeniden deneyebilme gücü versin. Kısacası, yanında sana inanan biri olsun. Lukas bu konuda şanslı. Ona, uçmanın başka yolları olduğunu söyleyen annesi, Lukas’a doğum gününde bir kitap armağan ediyor ve işte uçuş pistindeyiz.
Lukas’ın uçma sevdası, gökyüzünde süzülme inadı sayesinde, yolu kitapların dünyasına çıkıyor. Öyle ki Lukas, gökyüzünün ta kendisi oluveriyor ve tüm dünya, o gökyüzüne bakmak için can atıyor. Burada duralım, Lukas’ın TK5727 sefer sayılı uçuşunun tamamını anlatacak değilim, o uçuşa eşlik etmek siz sevgili okurlara kalmış. Dahası, bu uçuşta Küçük Prens, Pinokyo ve Orman Çocuğu Mogli, Yeti gibi dünya edebiyatından tanıdık isimlere göndermeler de yer alıyor.
Daha önce 'Öpücük Ne Renktir?' adlı resimli kitabıyla, doğadaki her şeyin resmini yapabilen bir karakterin, öpücüğün resmini yapma serüvenine hepimizi tanık eden Rocio Bonilla’nın şiirsel anlatımı kadar, yine özgün desenleri dikkati çekiyor. Bonilla bir söyleşimizde, durduğu yeri şöyle tarif etmişti: “Bir insanın yaşamındaki ilk büyülü buluşmanın ya da hikâyenin içinde yaratıcı, anlatıcı ya da karakter olarak yer almak şahane bir duygu. İlk kitaplar, ilk korkular, ilk sevinçler ve oyunlar kolay kolay unutulmuyor.”

Rocio Bonilla

Rocio’nun bu yanıtından el alarak, gelelim başladığımız yere: Geleceği hatırlatır çocuk kitapları. “Bir yarın var,” dedirtir. Peki, neden çocuklarla birlikte okumuyoruz? Neden ağaçtan koparılan göz hakkı elma muamelesi yapıyoruz çocuk kitaplarına, tırmanmak varken o ağaca? Kaldı ki, resimli kitaplar yaşsızdır. Çocuğun ya da yetişkinin yaşına göre çok çeşitli yöntemlerle ve bakış açılarıyla okunabilir. Yeni yılda, çocuklarla birlikte okumak, onları baştan çıkaracak hikâyenin anlatıcısı ya da tanığı olmak için çok güzel bir fırsat var önümüzde. Kim bilir, kazara bir çocuğun gelecekten gelen hikâye anlatıcısı olabilirsiniz.
Büyük değişimler, yolculuklar ya da bireysel hayatlarımızdaki gündelik reformlar hep bir hikâyeyle başlamıştır. 'Shine' filmini izleyip David Helfgott gibi piyano çalmak için ders almaya başlayanlar olmuştur. Ya 'Goodbye, Lenin!'i izledikten sonra Berlin bileti alan? Neresinden bakarsanız bakın, insanı uçurmak, yola çıkarmak için hep bir hikâye lazım olmuştur. 'Dünyanın En Yüksek Kitap Dağı' işte böyle bir hikâye vaadinde bulunuyor her yaştan okuruna. Neden mi? Yarın sabah, hayalindeki dünyaya uyanabilmek için kitaplarla uçabileceğine inanan bir karakterle tanıştırıyor bizi.

DÜNYANIN EN YÜKSEK KİTAP DAĞI 
Rocio Bonilla
Çeviren: Halil Türkden
Günışığı Kitaplığı, 2017
32 sayfa, 16 TL.

 

 

 

 

 

Bu haber Kübra Çelebi tarafından son kontrolden geçirilerek yayına alınmıştır.