Hayatını evinde beslediği 50 sevimli dostuna adadı

Hayatını evinde beslediği 50 sevimli dostuna adadı

İstanbul Eyüpsultan'da yaşayan 49 yaşındaki Zuhal Urgancı, evini açtığı yaklaşık 50 hayvana gözü gibi bakıyor.

Aslen Kastamonulu olan Zuhal Urgancı, hayvan sevgisinin küçük yaşlarda başladığını söyledi. Ayrıca, hayvanları sevip korumanın, çocukluk yaşlarda öğretilmesi gerektiğini anlattı.

İmkanı olması durumunda daha fazla hayvanı sahiplenmek istediğini belirten Urgancı, "Evimde ve bahçemde baktığım yaklaşık 50 hayvan bulunuyor. Mahallenin bütün gezgin kedileri de bahçeye yemek yemeye ve dinlenmeye gelirler. Birkaç ay önce bir ördeği hayata kazandırdık. Küçük bir çocuğa oyuncak diye alınan daha sonra bakılamayacağı söylenen bir ördekle başladık ve iki yavru daha aldık yanına" dedi.

İlgilendiği hayvanların sayısını karıştırıyor

Urgancı, bir canı para vererek satın almaktan hiç hoşlanmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Ördek yalnız kalmasın diye kalabalığın içinden iki tane bebek daha seçtik aldık. Onlar da büyüyorlar bahçede. Bunun yanı sıra evinde beslediği kuşa çeşitli nedenlerle bakamadığı için getiren de oldu. Bakıp, ilgilendiğim hayvanların sayılarını artık karıştırıyorum. Hepsini beslemeye çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar sağlık yardımları almaya çalışıyoruz. Veteriner arkadaşlar sağ olsun o konuda çok yardımcı oluyorlar. Bunun yanı sıra çevre belediyelerden de kısırlaştırılması ve insanlar tarafından zarara uğrayan hayvanların gerekli tedavilerinin yapılması konusunda destek almaya çalışıyorum."

17 yıllık can dostu Kristi

Kristi'nin 17 yıllık can dostu olduğunu, 2 sene önce kaybettiği için ondan bahsederken gözyaşlarına hakim olmadığını anlatan Urgancı, şöyle konuştu:

"17 yıllık can dostum, annemin yadigarı olan köpeğim Kristi'den bahsederken duygularıma hakim olamıyorum. O çocuk benimle beraber her şeyi yaşadı ve ben onu kaybettim. Asla acısı bitmiyor, asla özlemi dinmiyor. Bir hayvanımı kaybettikten sonra iki-üç tane bebek bulunuyor, bahçeye bırakılanlar oluyor veya yardıma ihtiyacı olanlar oluyor. Gidip kurtarıyoruz ve onu sahipleniyorum. Kaybettiğim canımın acısını o şekilde atlatmaya çalışıyorum."

"Bir kap su koyun, mama verin, kovalamayın, uyusunlar..."

Urgancı, mahalledeki ününün hayvan sevgisinden kaynaklandığını belirterek, "Bu nasıl başladı bilmiyorum ama insanlar beni fark ettiler herhalde. Her gördüğüme, 'Bir kap su koyun, mama verin, kovalamayın, uyusunlar...' diye diye, bir şekilde bilinçlendi insanlar.  'Çok korkuyorum' diyen insanlar bile bir şekilde o korkularını yendi. Evlerinde bakamıyorlarsa bile dışarıda bakıyorlar. Bunu ben mi edindirdim? Hayır. İnsanların içinde vardı. Eğer ben teşvik ettiysem, ne mutlu bana" dedi.

Bütün hayatını, emekli maaşıyla baktığı "canlarım", "evlatlarım" ve "Allah'ın sessiz kulları" dediği, korunmaya muhtaç hayvanlara harcadığını söyleyen Urgancı, şunları anlattı:

"Tatillere gitmiyorum, yavan geliyor artık bana o tür şeyler. Evime bir an evvel gelip de huzurla oturup hepsinin başını okşamak istiyorum veya kendilerini sevdirmek istediklerinde kendileri geliyorlar zaten. Gerçekten evime gelirken huzura geliyorum. Seviyorum onları. Çok da şanslıyım ki eşim de benden çok hayvansever. Vicdanımız da rahat olsun ruhumuz da beslensin. Bu dünya hepimiz için var oldu, neden barışla ve sevgiyle yaşamayalım? Hayvanları sevelim, insanları sevelim ve varoluş amacımızı bilerek yaşayalım. Her şey bizim için."

Kaynak: AA

Bu haber Kübra Çelebi tarafından son kontrolden geçirilerek yayına alınmıştır.